Petrol fiyatları yükselişini sürdürüyor: Orta Doğu gerilimi ve Hürmüz riskleri ön planda
Investing.com – Orta Doğu’da İran ile İsrail arasında yükselen gerilimin yedinci gününde petrol fiyatları yukarı yönlü eğilimini sürdürdü. Brent tipi ham petrol vadeli fiyatları bugün varil başına 76,82 dolara kadar çıkarak son beş ayın en yüksek seviyelerini test etmeye devam etti. Benzer şekilde, ABD piyasalarının kapalı olduğu Juneteenth Tatili gününde, Batı Teksas tipi ham petrol (WTI) elektronik işlemlerde 74,87 dolardan işlem gördü. Bu hareket, risk primi fiyatlamalarının etkisini gösterdi.
Fiyatlardaki artış, İsrail’in İran’daki nükleer tesisleri hedef aldığını duyurmasının ardından geldi. Aynı gün İran’ın bir hastaneye füze saldırısı düzenlemesiyle tansiyon daha da yükseldi. ABD Başkanı Donald Trump’ın çatışmaya doğrudan müdahil olma ihtimaline açık kapı bırakacak açıklamalarda bulunması, Hürmüz Boğazı üzerinden yapılan petrol sevkiyatlarının sekteye uğrayabileceği endişesini körükledi. Boğaz, dünya petrol arzının yaklaşık %20’sini taşıyan kritik bir geçiş noktası niteliğinde.
Hürmüz Boğazı endişesi artıyor
İran’ın bölgedeki gerginliğe yanıt olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatabileceği ihtimali, küresel petrol piyasaları tarafından yakından izleniyor. Analistler, günlük yaklaşık 20 milyon varillik bir sevkiyatın geçtiği boğazda yaşanabilecek kesintilerin, fiyatlar üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini düşünüyor. İran’ın karşılık olarak füze ve dron saldırılarını sürdürmesi ve ABD’nin olası müdahalesi, daha geniş kapsamlı bir savaş riskini gündeme getirebilir.
Bu gelişmeler ışığında, küresel petrol fiyatları üzerinde bir risk primi oluşmuş durumda. İsrail’in başlattığı “Yükselen Aslan Operasyonu” petrol fiyatlarını son bir ayda %20’nin üzerinde yukarı taşırken, belirsizliklerin etkisiyle dalgalı seyir devam ediyor. Bu durumun süresi ve etkisi, yalnızca jeopolitik gelişmelere değil, aynı zamanda büyük üretici ülkelerin arz politikalarına bağlı olacak.
ABD stok verileri talep artışına işaret etti
Jeopolitik gelişmelerin etkisi ile birlikte ABD Enerji Bilgi İdaresi’nin (EIA) yayımladığı haftalık stok verileri de fiyatlamalarda etkili oldu. Kurum, ABD’deki ticari ham petrol stoklarının geçen hafta 11,5 milyon varil azaldığını açıkladı. Bu, piyasa beklentisi olan 1,8 milyon varillik düşüşün katbekat üzerinde bir seviye olup, yaz aylarında artan tüketim talebine işaret etti.
Stoklardaki bu düşüş, yaz sezonunda akaryakıt talebinin canlı kaldığını gösterirken, arz tarafındaki kesinti ihtimallerini daha kritik hale getiriyor. Spot petrol fiyatlarının bu çerçevede arz-talep dengesinde yaşanabilecek dengesizlikleri önceden fiyatlamaya başladığı görülüyor. Bu nedenle teknik analizlerde belirlenen direnç ve destek seviyeleri, piyasaların yönünü belirlemede ön plana çıkıyor.
OPEC+ ve Çin faktörü takipte
Petrol fiyatları açısından yalnızca jeopolitik riskler değil, aynı zamanda arz yönlü gelişmeler de belirleyici rol oynuyor. İran gibi büyük rezervlere sahip bir ülkenin arz dışı kalma olasılığı, gözleri OPEC+ ülkelerinin alacağı olası karar ve telafi edici üretim adımlarına çeviriyor. Bu çerçevede Suudi Arabistan ve Rusya’nın üretim politikasında değişikliğe gidip gitmeyeceği dikkatle takip ediliyor.
Ayrıca, Çin ekonomisinin toparlanma hızı ve sanayi üretiminin büyüme oranı da global enerji talebi üzerinde belirleyici olacak. Bu nedenle küresel piyasa dengeleri, sadece savaş kaynaklı ani reflekslerle değil, aynı zamanda temel politika eğilimleriyle de şekillenmeye devam edecek. Global fiyatlarda kalıcı yön oluşumu ise bu iki eksende atılacak adımlarla netleşecek.